Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam245
Toplam Ziyaret738908
Mutlu Yıllar

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM


Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!

Ayrıca; sembol ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

ANILAR
 
Geçmişteki günleri tazelermişçesine...

Hayati Akdemir

 

Ne güzel olurdu çelikle çomak,

Bir kale kurup sağ diye vurmak,

İçimden geçiyor camları kırmak,

Büyüklerden azar duymak isterim.

 

Sapan olsa da atsaydım taşı,

Vurmazdım asla uçan bir kuşu,

Harmana varsaydım hızlı bir koşu,

Atlayıp düvene binmek isterim.

 

Bahçelere girip hıyar aşırsak,

Bekçi geliyor diye birden bağırsak,

Sağa sola kaçıp yolu şaşırsak,

Kesekli tarlaya kızmak isterim.

 

Happan yapsam bir kavlak taşı,

Oyunda olurdum hep ebe başı,

Kasap Ali yapardı tekten traşı,

Kafama şaplak yemek isterim.

 

Hoşumuza giderdi sıcacık hedik,

Sokulamaç oynayıp atsaydım tepik,

Kemirci-kömürcüde bulunmaz kemik,

Sığ karanlığı delmek isterim.

 

Oynar idik körebe ile saklanbaç,

Nefesin yeterse ta uzağa kaç,

Boynumda şaklardı vurunca kıbraç,

At arabasıyla gezmek isterim.

 

Yumurta tokuşturmaya bizler yetmedik,

Harmanda ceç başında yatmadık,

Malama çalıp, savurup satmadık,

Şimdi o defterleri dürmek isterim.

 

Yorulurduk top peşinde koşarken,

Yırtılırdı üstümüz yere düşerken,

Çamur olurduk derelerde yüzerken,

Şimdi oralarda yatmak isterim.

 

Eşeğin kuyruğuna bağlardık teneke,

Ardından gülerdik hep seke seke,

Koyuna gidip yeseydik lepe,

O günlere yine gitmek isterim.

 

Kış ortasında olurdu saya,

Oynardık karlarda doya doya,

Sıcaklar başlardı cemre düşerken suya,

Kalan mazilerde durmak isterim.

 

Okula giderdik kara bir önlük,

Tek urbamız vardı bayramlık günlük,

Neleri bulduk neleri yitirdik,

Oturup onları saymak isterim.

 

Düğünlerde yine çeksek halayı,

Akşam kurulurdu sin-sin olayı,

Bakır kaplar görüyor mu kalayı,

Şimdi bunları bilmek isterim.

 

Koyun gelir emişirdi kuzuyla,

Tarladan gelinirdi ayağın tozuyla,

Kimi çalışırdı oğluyla, kızıyla,

Herkes bunları bilsin isterim.

 

Orakla biçilir, ekilirdi sabanla,

Gezilirdi sabah akşam tabanla,

Kimi uğraşırdı bekçiyle, çobanla,

Köyün kurallarına uymak isterim.

 

Nöbet tutulurdu değirmende sırayla,

Otururduk geceleri gazlı çırayla,

Çok şeker alırdık iki buçuk lirayla,

Gayri dükkanlara küsmek isterim.

 

Sabah başlardı malın-maşın telaşı,

Çay yerine içerdik tarhana aşı,

Kendine özgü toprağıyla taşı,

Tozlu yollarını öpmek isterim.

 

Burnumda tüter kerme-tezek kokusu,

Zor çıkılırdı Ahmetlinin yokuşu,

Uzaktan bakınca o güzel duruşu,

Dönüp de geriye bakmak isterim.

 

Saman çekmek için kurulur çeten,

Bulgur yapmak için dönerdi seten,

Naylon gömlek yoktu giyerdik keten,

Gençlere bunları yazmak isterim.

 

Çataldağ’dan kayarken akşam güneşi,

O manzara ki dünyada yoktur eşi,

Çok şanslıdır orada doğan her kişi,

Vaktince köyümde ölmek isterim.

 

Köyümüzün kıymetini bilelim,

İzin zamanı gidelim gelelim,

Toplanalım birliğimizi kuralım,

Haydi hepinizden gayret isterim.

 

Hayati Akdemir, 11.11.2009

Mainz/Almanya


 




0 Yorum - Yorum Yaz
Din ve Bilim


Din ve Bilim
Doç. Dr. Şafak Nagajima

Biz insanlar, -bugünkü bilgilerimize göre- diğer canlılardan farklı olarak derin bir düşünme, yansıtma yeteneğine ve öz bilince sahibiz. Bu özelliklerimiz bizi, kendimize, çevremize, yaşama dair karmaşık sorular sormaya ve anlam arayışına iter. Kimimiz cevapları dini inançlar ve öğretilerde ararken, kimimiz de bilimin bistürisiyle yara yara, bilinmezin derinliklerine ulaşmaya çalışır.
Peki bu iki yaklaşımın arasındaki temel farklar nedir?
Dinler, bir inanç sistemi temelinde şekillenir ve yaşamın anlamını yaratıcı bir güç veya ilahi bir amaca bağlarlar. Kutsal metinler, ritüeller ve gelenekler aracılığıyla bu anlamı sunarlar.  Din, genellikle şüpheye yer bırakmayacak mutlak bir doğruyu hedefler ve o doğruya inanmayı amaçlar.
Bilim ise şüphecilik ve sorgulamaya dayanır. Gerçeği gözlem ve deneye dayalı objektif ve kanıtlanabilir bir yöntemle arar. Bilim insanlarının amacı, evreni ve insan yaşamını mantıklı ve deneylere dayalı açıklamalarla anlamaktır.
Dinler, genellikle değişmeyen ve sınanamayan bir inanca dayanır. Yanlışlanamaz veya test edilemezler. Örneğin, yaratılış konusu, evrenin nasıl yaratıldığına dair kesin bir inanç içerir.
Bilim ise yanlışlanabilirlik ilkesine dayanır. Bilimsel iddialar test edilebilir ve sınanabilir. Bilimsel bir açıklama veya teorinin yanlış olduğu deney veya gözlemle kanıtlanabilir.  Örneğin, yerçekimi teorisi belirli deneylerle sınanabilir ve yanlışlanabilir.
Dinler, genellikle doğaüstü bir varlık veya güç tarafından yönlendirildiğine inanılan bir anlamı öne çıkarır. İnsanların yaşamları, ilahi bir plana göre şekillenir. Evrenin kökeni, yaşamın amacı ve ölüm sonrası yaşam gibi metafizik soruları yanıtlamaya çalışırlar.
Bilim, doğaüstü açıklamalara dayanmaz ve kanıtı olmayan iddialarda bulunmaz. Kanıtı olmayan bir iddia zaten bilimsel değildir. Evrenin işleyişini doğa yasalarını kullanarak anlamaya çalışır. Bilim insanları, temel metafizik soruları yanıtlamak yerine gözlem ve deneylere dayalı olarak ölçülebilir ve anlaşılabilir gerçekleri anlamaya çalışırlar.
Dinler, genellikle kişisel inanç ve deneyimle ilişkilendirilirler. Her insan dinini kişisel bir biçimde yaşar ve yaşamın anlamını kendine özgü bir şekilde deneyimler.
Bilim ise evrensel ve nesnel bir perspektifi vurgular. Her yerde geçerli olabilecek bilgilere ve anlamlara ulaşma amacını taşır. Bilimsel bilgi, kişisel inançlardan bağımsızdır ve genellikle genel kabul gören gerçeklere dayanır.
Özetle, yaşamın anlamını dinlerde bulmakla bilimde aramak arasındaki temel fark, inanç ve şüphecilik, doğaüstü ve doğal, mutlaklık ve test edilebilirlik/yanlışlanabilirlik, kişisel ve evrensel gibi unsurları içerir. Bu iki yaklaşımın farklılıkları, insanların yaşamı yorumlama biçimlerini önemli ölçüde etkiler. Her iki yaklaşım da insanlar için farklı anlam ve tatmin kaynakları olabilir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima