Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam65
Toplam Ziyaret738728
Mutlu Yıllar

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM


Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!

Çocuklarınıza ayrıca; sembol ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

Rüstem Şen Bir Öğretmendi

RÜSTEM ŞEN BİR ÖĞRETMENDİ



                  

Musa Kâzım Yalım


14 Nisan 2012

Öğretmenlik; toplumun ve onu oluşturan bireylerin kişiliğini yaratan ve geliştiren kutsal bir değerdir. Öğretmenlik; bir meslek değil, insan ruhunu ve kişiliğini biçimlendirme ve geliştirme sanatıdır. Öğretmenlik, ancak ve ancak, başta genel kültür olmak üzere, eğitimsel yetişme ve biçimlenme ile sağlanır!

Peki öğretmen kimdir? En yalın tanımıyla öğretmen; bilimsel ve sanatsal değerleri yaratanların yaratıcısıdır!

Ne ki öğretmenlik, yetersiz idareciler tarafından uygulanan çağdışı yöntemler sonrası işlevliğini kaybetmiştir. Bu yüzdendir ki ülkemizde hâlâ, minik yüreklere, koşullanmaların perdelediği gerçekleri gösterecek öğretmen kıtlığı yaşanmaktadır.

Rüstem, öğretmenliğin gerektirdiği niteliklerin tümüne sahip bir öğretmendi, 1931 doğumluydu ve benden sadece bir yaş küçüktü. Hem çocukluk, hem öğrencilik, hem öğretmenlik hem de gönül ve fikir arkadaşımdı. Hasanoğlan Köy Enstitüsüne, Çifteler (Eskişehir) Köy Enstitüsü‘nden döndüğüm yıl yazılmıştı. Hemen hemen her haftasonu birlikte olur, Köşektaş‘a olan özlemimizi paylaşır ve azaltmaya çalışırdık.

İzleyen yıllarda Köy Enstitüleri'nin adı İlk Öğretmen Okulu olarak değiştirildi ve Köy Enstitüleri fiilen kapatıldı. Yapılan bu değişiklikle İlk Öğretmen Okullarının eğitim süresi dört yıldan yedi yıla çıkarıldı. Bu yüzdendir ki Rüstem, yedi yıl özel alan eğitimi aldıktan sonra öğretmen olmuştur!

1964 -  1966 yılları arasında ikimiz de Köşektaş’ta öğretmen olarak çalıştık. Köşektaş’ta olan bu birlikteliğimizde nice doğal akışlı konuşmalarımız, nice müzikli sohbetlerimiz olmuştur.

Rüstem, öğretmenliğin getirdiği sorumluluk ve yükümlülüğü kaldırabilecek bilgi ve beceri kapasitesine (sığa) sahip bir öğretmendi. O, ülkemize yararlı bireyler yetiştirmek için var gücüyle çalışmış, öğrettikleriyle mutlu olmayı başarmış bir öğretmendi. Bu bir kanı değil, gözlemlenmiş bir olgudur!

Duyduğumda, fırsat olsa da onu ve onunla olan anılarımı hıncahınç Köşektaşlı dolu büyük bir salonda anlatabilsem, onu anılarla yaşatsam, diye geçirdim içimden. Sonra çaresiz oturup, onunla olan anılarımı kendime anlatmaya, anlattıkça ağlamaya ve böylece üzerimdeki gamı kederi dağıtmaya çalıştım. Özlemle anıyorum! Musa Kâzım Yalım


Yorumlar - Yorum Yaz
Din ve Bilim


Din ve Bilim
Doç. Dr. Şafak Nagajima

Biz insanlar, -bugünkü bilgilerimize göre- diğer canlılardan farklı olarak derin bir düşünme, yansıtma yeteneğine ve öz bilince sahibiz. Bu özelliklerimiz bizi, kendimize, çevremize, yaşama dair karmaşık sorular sormaya ve anlam arayışına iter. Kimimiz cevapları dini inançlar ve öğretilerde ararken, kimimiz de bilimin bistürisiyle yara yara, bilinmezin derinliklerine ulaşmaya çalışır.
Peki bu iki yaklaşımın arasındaki temel farklar nedir?
Dinler, bir inanç sistemi temelinde şekillenir ve yaşamın anlamını yaratıcı bir güç veya ilahi bir amaca bağlarlar. Kutsal metinler, ritüeller ve gelenekler aracılığıyla bu anlamı sunarlar.  Din, genellikle şüpheye yer bırakmayacak mutlak bir doğruyu hedefler ve o doğruya inanmayı amaçlar.
Bilim ise şüphecilik ve sorgulamaya dayanır. Gerçeği gözlem ve deneye dayalı objektif ve kanıtlanabilir bir yöntemle arar. Bilim insanlarının amacı, evreni ve insan yaşamını mantıklı ve deneylere dayalı açıklamalarla anlamaktır.
Dinler, genellikle değişmeyen ve sınanamayan bir inanca dayanır. Yanlışlanamaz veya test edilemezler. Örneğin, yaratılış konusu, evrenin nasıl yaratıldığına dair kesin bir inanç içerir.
Bilim ise yanlışlanabilirlik ilkesine dayanır. Bilimsel iddialar test edilebilir ve sınanabilir. Bilimsel bir açıklama veya teorinin yanlış olduğu deney veya gözlemle kanıtlanabilir.  Örneğin, yerçekimi teorisi belirli deneylerle sınanabilir ve yanlışlanabilir.
Dinler, genellikle doğaüstü bir varlık veya güç tarafından yönlendirildiğine inanılan bir anlamı öne çıkarır. İnsanların yaşamları, ilahi bir plana göre şekillenir. Evrenin kökeni, yaşamın amacı ve ölüm sonrası yaşam gibi metafizik soruları yanıtlamaya çalışırlar.
Bilim, doğaüstü açıklamalara dayanmaz ve kanıtı olmayan iddialarda bulunmaz. Kanıtı olmayan bir iddia zaten bilimsel değildir. Evrenin işleyişini doğa yasalarını kullanarak anlamaya çalışır. Bilim insanları, temel metafizik soruları yanıtlamak yerine gözlem ve deneylere dayalı olarak ölçülebilir ve anlaşılabilir gerçekleri anlamaya çalışırlar.
Dinler, genellikle kişisel inanç ve deneyimle ilişkilendirilirler. Her insan dinini kişisel bir biçimde yaşar ve yaşamın anlamını kendine özgü bir şekilde deneyimler.
Bilim ise evrensel ve nesnel bir perspektifi vurgular. Her yerde geçerli olabilecek bilgilere ve anlamlara ulaşma amacını taşır. Bilimsel bilgi, kişisel inançlardan bağımsızdır ve genellikle genel kabul gören gerçeklere dayanır.
Özetle, yaşamın anlamını dinlerde bulmakla bilimde aramak arasındaki temel fark, inanç ve şüphecilik, doğaüstü ve doğal, mutlaklık ve test edilebilirlik/yanlışlanabilirlik, kişisel ve evrensel gibi unsurları içerir. Bu iki yaklaşımın farklılıkları, insanların yaşamı yorumlama biçimlerini önemli ölçüde etkiler. Her iki yaklaşım da insanlar için farklı anlam ve tatmin kaynakları olabilir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima