İstanbul 20. Noteri Muzaffer Şen (Paşa)'in 7 Aralık 2011 Çarşamba günü sabah saat sekiz sularında hayatını kaybetmiş olduğunu büyük bir üzüntü
ile öğrenmiş bulunmaktayız. Kendisine ebedi istirahat, kederli
eşine, çocuklarına ve yakınlarına baş sağlığı dileriz!
kosektas.net
Muzaffer Şen
1946 - 7 Aralık 2011 İstanbulSaygıyla Anıyoruz!
Muzaffer Şen Kimdi?
1946 yılında Köşektaş'ta doğan Muzaffer Şen, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 1971 yılında mezun olduktan sonra, Kozaklı Noteri olarak çalışmaya başladığı 1978 yılının Ağustos ayına dek, avukat olarak çalıştı. İzleyen yıllarda, Kırşehir ikinci ve İstanbul yirmi dokuzuncu Noterliklerinde görev yapan Muzaffer Şen, 01.11.1995 tarihinden itibaren, emekli olasıya dek, Bakırköy yirminci Noterliği görevini yürüttü. Her nerede olusa olsun sayılan, sevilen, yurtseverliği ve yardımseverliği ile tanınan Muzaffer Şen, evli ve üç çocuk babasıydı. Muzaffer Şen'in naaşı, 08 Aralık 2011 Perşembe günü Köşektaş'ta defnedildi. Işığı ve toprağı bol olsun!
kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası
Öğretmen Suzan Şen Şeref'in, yaklaşık yedi hafta önce kaybettiği ağabeyi Muzaffer Şen için yazmış olduğu iç koparan dizeler.
AĞABEYİM
I
| II
| III
|
Sana Nalen tapıyordu Gözlerine bakıyordu Yalnız koydun bizi ağabey Senle hayat akıyordu. Meğer hayat yalanmış Umutlarım hayal oldu Zaman uzun, ömür kısa Ağabeyime doyamadım. Felek bize ters bakıyor Fani dünya can yakıyor Ebediyen gittin ağabeyim Rahat uyu sen yatıyorsun. Ceren kızı hep sorardı Onunla gurur duyardı Dayısını unutmasın Onun yolunda yürüsün.
Sana yakın olacağız Mezarına varacağız Hallerini sorup ağabey Sana saygı duyacağız.
Kırkı geldi okunacak Eşler dostlar toplanacak Herkes onu öve öve Dualarla anılacak. Yalnız kaldım şiir yazdım Bacılarımı çok üzdüm Serap resmini yaptırmış Gördüğümde seni buldum. Nalen bacın hiç duramaz Seni yanında bulamaz Sana olan acısını Yıllar geçse hiç silemez. Nedim, Buse seni bekler Günlerine keder ekler Senin yollarına bakar Gözlerinden yaşlar akar. İstanbul’un yolu uzak Felek kurdu bize tuzak Anam oğlu çok özledim Gelemen yolların uzak. Yaptığın iş hiç olmadı Boşlukların hiç dolmadı Yattığın yerler nur olsun Rahat uyu sen ölmedin. Yengem boşluğa bakıyor Gözünden yaşlar akıyor Sensiz yalnız yapamıyor Senin yoluna bakıyor. | Köye gelir hiç duramaz Seni yanında bulamaz Kalbi senin için çarpar Yürür yolları bulamaz. Funda harçlığını verdi Dayın seni çok severdi Dayın yanına gelince Hizmetini iyi gördün. Arkadaşları çok üzüldü Gözlerinden yaşlar süzüldü Uzun yıllar dostlukları Bir anda yasa büründü. Sıra sıra geldi haber Bizleri aldı bir keder Hangisine biz yanalım Üstüne geldi bu haber. Elif Naz'ı dayın sorar Bebek alır ona yollar Hüseyin'im sen unutma Annen dayım diye ağlar. İstanbul’a geldim ağabeyim Bomboş hayal kurdum ağabeyim Hayallerim uçup gitti Sensiz yalnız kaldım ağabeyim.
Yaşlılara ilaç oldun Öksüzlere kanat gerdin Seni dostlar anlatıyor İnsanlara örnek oldun. Gönlümüz seni arıyor Kalbimiz sensiz olmuyor Gece gündüz aklımdasın Sensiz hayat kan ağlıyor. Dünya durdu kuşlar uçmaz Gelen giden halini sormaz Seni gözlerimiz arar Gitti giden geri gelmez. Rüstem amcam seni sorar Söylenmedi içi yanar Köşektaş’a geldiğinde Odasında onu arar. Nalen bacım ona bakar Hizmetini güzel yapar Onun halini görünce İçine sızılar akar. Kardeşler hep bir olalım Biz Paşamıza yanalım Dostları onu sorarsa Biz onun yerini alalım. | Odann bomboş bulamadım Muradına eremedin Çocukların seni bekler Sesini hiç duyamadım. Serkan uzaklardan geldi Esen selamını saldı Elif Naz’ım doğduğunda Ona hediyeler aldı. Bugün bir ay oldu ağabey İçimizden ayrılalı Eş dost bütün seni bekler Sonsuzlukta kaldın ağabeyim. Anam Paşam diye sevdi Hastalığın ümit verdi Canım benim, ah ağabeyim Son sözlerin bana oldu. Akşam oldu, güneş battı Yüreğime acı kattı Biz sensiz yapamıyoruz Sonsuzluğa bizi attı. Şen ailesi hep yıkıldı Herkesin boynu büküldü Gitti gelmez benim Paşam Yaşanır mı sensiz yaşam. Saniye'm hizmetini gördü Nilüfer'e kanat gerdi Amcan size hep güvendi Sizi gördü mutlu oldu. Amcanızı hiç üzmediniz Yollarını gözlediniz Üzüntüleriniz acı İçinizde gizlediniz. Gelin dostlar, bize gelin Ağabeyime haber salın Nevcihan'a doyamadı Ona gitti öyle sanın. Köşektaş‘ta doğdu Paşa Komşuları boğdu yasa Ağabeyim bir ateş gibi Gönüllere oldu maşa. Resimleri dizi dizi İçimize verdi sızı Elim tutmaz, gözüm görmez Yalnızım ben yüzüm gülmez Paşa'm gitti geri gelmez. Köşektaş'a haber gitti Çevre köyler matem tuttu Dostlar bir bir gelip gitti Yakışır mı böyle haber Bacıların durmaz ağlar. |
PAŞA MUZAFFER ŞEN‘E
Cemil Gören
Mehmet Kaali soyundan gelir soyun
Herikli Aşireti‘ndendir boyun
Alemler bilir Köşektaş‘tır köyün
Soyunun aynasıydı MUZAFFER ŞEN!
Okuyup yazdın avukat olduydun
Aşkı insanı sevmekte bulduydun
Gönüllere sevgi olup dolduydun
Gönüller ağasıydı MUZAFFER ŞEN!
Gayrı kavuştu kızı Nevcihan‘a
Kabrini kazdırdı onun yanına
İz bıraktın dünya denen bu ‚han‘a
İnsanlığın hasıydı MUZAFFER ŞEN!
Kainata hizmetti ilk emelin
Seni kurtarır var olan amelin
Gerçekte olmuştur çoğu hayalin
Herkesin rüyasıydı MUZAFFER ŞEN.!
Böyle mi severmiş Tanrı kulunu
Kimler omuzlamadı ki salını
Kabristana yönelttiler yolunu
Dostluklar mayasıydı MUZAFFER ŞEN.!
Dur denmiyor gözlerden akan yaş‘a
Derin acılar verdin Köşektaş‘a
Adın Muzaffer Şen namın Paşa
Vicdanın ustasıydın MUZAFFER ŞEN!
Mazlumlar aşkına alemler gezdim
Kötüler adına canımdan bezdim
Cemilim iyiler namına yazdım
Ölçümün kıstasıydın MUZAFFER ŞEN!
Köyümün yetiştirdiği ender insanlardan avukat Muzaffer Şen‘e hitabımdır!
Cemil Gören
Fransız yazar Jules Romains “Bir insan ölünce, eğer onun yaşantısından, sözlerinden hala konuşuluyorsa hemen ölmez. Ölümünden elli, yüz yıl sonra bile hakkında konuluyorsa, o yaşıyor, aramızdadır demektir. Yaşamında söz ve hareketleriyle iz bırakmayanlar, ölümüyle aramızdan ayrılır!” sözü her zaman ve her yerde geçerli sanırım.
Aramızdan ayrılan Muzaffer Şen de alçak gönüllüğü, kadirşinaslığı, yardımseverliliği ile hep anılacak, anıldıkça da aramızda yaşayacağına inanıyorum.
Allah rahmet etsin. Kalan yakınlarına başsağlığı diliyorum!
Celalettin ÖLGÜN
Yaşam Bir İçim Su Kadar
Hüseyin Seyfi
“Bilmem, geceleri hiç otobüsle Ankara Kayseri Karayolunda seyahat etme imkanınız oldu mu? Yolculuğunuz zifiri karanlıkta olsun, ay ışığında olsun Kırşehir’den sonra tespih taneleri gibi sağa sola serpiştirilmiş köyler görürsünüz yol üstünde dizi dizi. Pırıl pırıl yanarlar. Bu köylerde vatanına yüksek bir sadakatle bağlı insanlar ve onların arasında dürüst politikacılar görürsünüz. Okumuş, aydın, ufku geniş insanlar. Ne devrimciler, ne ülkücüler yetişmiştir bu geniş düzlüklerden.”
Bu köylerden biri de geniş bir tepe üstüne kurulmuş, “Kayseri 80 km” yazan levhanın sağ yanından ana yola dört kilometre uzaklıkta yer alan Köşektaş köyüdür.
Köyün özelliği okumuş aydın insanının çokluğudur. Hemen hemen Türkiye’nin her yanında öğretmeni bulunur bu köyün. Köy Enstitülerine ilk öğrenciler kızlı erkekli bu köyden gitmiştir. İlk gurbetçiler Almanya’ya bu köyden çıkmıştır yola. Hukukçular, siyasetçiler, doktorlar bu köyden yetişmiştir.
Kırk-elli yıldır, eğitimden - tahsilden kaynaklanan bir göç vardır bu köyde ve bu yüzden nüfus çok azalmıştır. Ama yaz tatillerinde dolar taşar özlemle köyüne koşanlarla. Hangi makam ve mevkide olursa olsun, her Köşektaşlı tutkuyla bağlıdır köyüne.
Ortalama insan ömrü, bilinen çoğu canlı türünden uzun. Belki de insan düşünebilen bir varlık ya da canlı olduğundan ömrünü çok kısa görüyor.
Günümüzde seksenine varmamış bir ömre artık “erken” gözü ile bakılıyor.
Zaman ne çabuk geçiyor, yıllar belli bir yaştan sonra durmak bilmiyor, sanki saat kadranı üstünde dönen bir yelkovan.
Çalışıyor, çalışıyorsunuz, “bitti artık, şimdi de dinlenme zamanı” diyorsunuz, kara bir şanssızlık yakanıza yapışıyor bazen.
Yaşama doyum olmuyor, yaşam dediğin ne? Bir yudum su.
Osman Seyfi, Mehmet Polat, Muzaffer Şen ve komşu Avuç köyünden A. Kadir Baş, dört hukukçu, elli yıldan fazla süren arkadaşlığın, dostluğun, kardeşliğin ardından, yağmurlu, ama soğuk sayılmayan bir kış gününde Köşektaş’ta buluştular. Üçünün son buluşmasıydı Muzaffer Şen’le. Buluşma bir veda idi sonsuzluğa açılan, acı bir veda. Beni çok etkileyen bu üç arkadaşın Muzaffer Şen’le vedasıydı.
Her biri tespih tanesi gibi dizili köylerden gelen kalabalık, köyüne büyük bir tutku ile bağlı Muzeffer Şen’e güle güle dedi.
Toprağın bol, mekanın cennet olsun diyoruz sevgili Muzaffer Şen Ağabey.
08. Aralık. 2011-Perşembe
Hüseyin Seyfi