Aktif Ziyaretçi | 1 |
Bugün Toplam | 89 |
Toplam Ziyaret | 740431 |
Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM
Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!
Tartışma kaldırmaz bir gerçek: Yaşadığımız çağ, endişe, korku, kafa karışıklığı, kutuplaşma, kurum ve kuruluşlara yönelik güvensizlik çağıdır!
Bilgi tarafından boğulmuş, ancak bilgelikten yoksun bir dünyada, öteleme ve ayrıştırma belirleyici duygu haline geldi. Despot ülke idarecilerinin sahte vaatleri, yarattıkları içi boş kahramanlıklar, korku ve algılar, sıradan insanları milliyetçiliğe, sorumluluk ve sorgulama bilinci olan insanları da, siyasi faillik endişesi içinde, çaresizliğe itti!
Sosyal medya kullanıcıları, dijital teknolojilerin yaygınlaşması sayesinde, hem seyirci hem de matador oldular, sosyal medya platformları ise, yaşadığımız yüzyılın dijital arenası haline geldiler. Öyle ki o dijital arenalarda, neredeyse her saniye, küçük ve büyük, yerel ve evrensel, yeni bir kavga sahneleniyor, rakipler, kimi zaman değişim eğilimi gösterseler de, nefret ile güvensizliğin dili sabit kalıyor!
Oysa yaklaşık yarım asır önce dünyaya iyimserlik hakimdi! Geleceği tasavvur edebileceğine inanılan çoğu vizyonerler ve kanaat önderleri, insanlığın sadece tek yöne, iyiye doğru ilerleyeceğini söylüyorlardı: Temel varsayım, yarının bugünden daha demokratik, daha hoşgörülü, daha kapsayıcı, daha eşitlikçi olacağı yönündeydi.
Hatta o yılların vizyonerlerinin ve kanaat önderlerinin iyimserlikleri sınır bile tanımıyordu: Ne zaman uluslararası kitap fuarlarına, kültürel festivallere katılsalar, bilginin en değerli hazine olduğunu anlatıyor, daha iyi bir gelecek inşa edebilmek için ihtiyaç olan tek şeyin bilgi olduğunu, insanların doğru siyasi seçimleri, sahip oldukları bilgi sayesinde bilinçli bir şekilde yaparak, despot ülke yöneticilerini devireceklerini ve böylece ihtiyaç duyulan sosyal değişimin gerçekleşeceğini söylüyorlardı.
Ancak gelin görün ki Internet’in, dolayısıyla da dijital platformların yayılması, her ne kadar demokratik idealleri dünyanın en ücra köşelerine taşımış olsa da, Ortaçağ’da bırakılmış ülke yurttaşlarının, kafalarına atılmış hırt düğümü çözerek, çağdaş bir raddeye ulaşmaları henüz olası gibi görünmüyor.
Gözardı edilemez tüm bu olumsuzluklara rağmen, 2025 yılının dünyamıza barış ve huzur getirmesini umut ediyoruz!
kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası