Köşektaş, Hacıbektaş
Türkünün Sözlerini ve Hikayesini Gönderen: Zeynep Ceren Seçkal
Latife Tandoğan, Nevşehir, Hacıbektaş, Köşektaş Köyü, D:1923, Ö: 2008
Mustafa Ceyhan, Nevşehir, Hacıbektaş, Köşektaş Köyü, D:1931
Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları
Baki Yaşa Altınok
Oba Yayıncılık, Mayıs 2003, Ankara,
Türkünün Kayıtlı Bulunduğu Sayfalar
323 ila 328
Köyümüze ait olan ve 33 dörtlükten oluşan bu türküyü, hikayesiyle birlikte, sitemize armağan eden sayın Seçkal'a teşekkür ederiz!
kosektas.net
1934 yılında, o yıllarda Avanos'a bağlı Köşektaş köyünde, Cafiye yeni yetme genç ve güzel bir kızdır. Aynı köyden, Rafet adında bir genç, Cafiye'ye gönül verir. Amca oğulları Niyaz, Mustafa ve Hüsnü'yü yanına alan Rafet, köyün diğer genç kızlarıyla bulgur çeken Cafiye'yi, kızların arasından alıp, Sarılar istikametine doğru kaçırır. Olayı duyan Cafiye'nin dayısı Bekir, yeğenini kurtarmak için silâhını alır, gençlerin peşine düşer. Bunu gören gençler, "Gelme, niyetimiz kötü değil! Cafiye'yi Rafet kendine eş edinmek için kaçırdı!" derler. Ancak Cafiye'nin dayısı Bekir bu sözlere aldırmaz. Bekir'in kendilerine yaklaşmakta olduğunu gören gençlerden Rafet, elindeki silâhı telaşla ateşler ve kızın dayısı Bekir'i vurur. Bekir orada (Kıyın Ardı) can verir. Bu olaydan sonra ilk olarak Barak, oradan da Altıpınar köyüne uğradıktan sonra Sarılar köyüne sığınırlar.
Olaydan haberdar olan Avanos karakolu, Sarılar köyünü basar. Gençleri teslim etmek istemeyen köy halkı, jandarmaya biraz dirense de sonunda vazgeçmek zorunda kalır. Jandarmalar gençleri alıp, Avanos'a götürür. Rafet ve arkadaşları hapse atılır. Cafiye'yi ise babasına teslim ederler. Sonraki yıllarda babası Cafiye'yi Kozaklı'ya bağlı Abdi köyünden Mehmet adında biriyle evlendirir. Bu evlilikten 6 çocuğu olan Cafiye, 1987 yılında vefat eder. Dayısı Bekir'in ölümü, Rafet'in hapse girmesi ve Cafiye'nin de başka biriyle evlenmesi yöre halkını üzüntüye boğar. Rafet'in amcasının kızı, yaşanan bu üzücü olaydan sonra aşağıdaki ezgili türküyü söyler:
Zalim Altıpınar misafir almaz
Sarılar köyünde hiç durmak olmaz
Yürü Cafiyem Avanos'a varalım
Hükümet beyleri hiç aman vermez
Mezarın yanında da eyledik harbi
Bir elim tabancada birinde mermi
Ne olur Cafiyem ağlayıp durma
Alnıyın yazısı da gördüğün görgü
Mezardan indik de yokuş aşağı
Tabancama süremedim fişeği
Ölürüm de vermez idim Cafiyem
Korkak çıktı Sarılar'ın uşağı
Evimizin önü arpa ekili
Kimler olsun Rafet'imin vekili
Kurbanlar olayım güzel Cafiyem
Topuz eylemişsin çalma kekili
Kalenin başında da ettik seyranı
Karalı geçirdik bu yıl bayramı
Bir mektup yollayın kadanız alam
Ben olayım Cafiyemin kurbanı
Rafetim de Avanos'un yolunda
Demir kelepçeler bağlı kolunda
Üç gider de bir arkama bakarım
Daha gönlüm bu davalı gelinde
Koluma vurdular altı okka demir
Hükümet beyleri veriyor emir
Sana diyom sana nazlı Cafiyem
Yiğidin alnına yazılan gelir
Çift kelepçe bağlamışlar koluna
Hele bakın şu Rafet'in halına
Sende mi ağladın kadersiz anam
Ele gelin giden benim yarime
Taramış zülfünü yıkmış kaşını
Kim onarsın şu Rafet'in işini
Mahkemede cebri götürdü deme
N'olur Cafiyem yakma başımı
Yenice bağları erken bozulmuş
Jandarmalar karakola dizilmiş
Kurbanlar olayım gelin Cafiyem
Bizim evrak Ankara'ya yazılmış
Çağlayıp akıyor şu Kızılırmak
Gayri bu ellerde hiç olmaz durmak
Kurbanlar olayım gelin Cafiyem
Babayın muradı da elimden almak
Ben vurmadım senin Bekir dayını
Elimden aldırdım nazlı yarimi
Sana diyom sana nazlı Cafiyem
Mapus damlarında sorma halimi
Acer bağımızda naneler biter
Durnası kazı da yalınız öter
Kurbanlar olayım gelin Cafiyem
Onbeş sene mapus ne zaman biter
Köşektaş altında çifte pınarlar
İçerler suyunda bizi anarlar
Kimler sorar şu Rafet'in halini
Mapusa gireni öldü sanarlar
Emmim oğlu ne belalı başımız
Mapus damlarına kondu kuşumuz
Cafiyem ifadeyi verdi de gitti
Gayri bir Allah'a kaldı işimiz
Görünüyor Avanos'un yolları
Dillendirdik konu komşu elleri
Rafet on beş sene mapus yiyince
Neye varır Cafiyemin nalları
Avanos'tan Kırşehir'e kalkarım
Evrak bozuh gelir ise çıkarım
Niye ah çekersin koca pederim
Birgün olur kör ocağını yakarım
Evlerinin önü büyük harımca
Avanos'ta mahkemeye varınca
Oturduğum yerden kalkamaz oldum
On beş seneyi de bende duyunca
Üç arkadaşım vardı biri Mustafa
Verin Cafiyemi süreyim sefa
Sana derim sana gelin Cafiyem
Şu kanunlar hiç gelmiyor insafa
Uzun olur Kırşehir'in kavağı
Allı vurun Cafiyeme duvağı
Kaderim böyleymiş gelin Cafiyem
Ne sen gelin oldun ne ben güveği
Yurt mu tuttun Kırşehir'in dağını
Sen erittin yüreğimin yağını
Mapusa düşeni öldü belleme
Bir gün yeşerdirim gönül bağını
Kapıdan geçti de fesin eğerek
Kucağında bir kızını severek
Garip anan çift koşmuşta sürüyo
Yalnız kaldım kul görgüsü diyerek
Köşektaş da Kırşehir'e aralı
N'ola anam ben olaydım yaralı
Mapus damlarında günüm geçmiyor
Cafiyem ellere gelin olalı
Çifte düğme dikmiş beyaz döşüne
Haydi gelin itaat et eşine
Eğer başkasına gelin olursan
Öleneçek kakıç kalır başına
Açın gardiyanlar kapıyı açın
Cafiyem geliyor kenara geçin
Ayağına giymiş ince kundura
Bastığı yerlere sar'altın saçın
Yüksek kaymış havlusunun önünü
Bilmeyen yok Cafiyem'in ününü
Biz birleştik dayın ayırdı bizi
Cahildik düşünmedik işin sonunu
Mapus damlarında çektim ahuzar
Sarı saçını da ettim bergüzar
Aç pencereyi de zalim gardiyan
Canlarım sıkıldı değsin ürüzgar
Sırma saçı topuğunda sürünür
Aklıma düştükçe gönlüm yerinir
Çağırma türküsün Şerif Bibisi
Duyarsa Cafiyem bize darılır