Ferihan Hanım gülümsüyor, “Nahit Bey değil, Nahit Hanım,” diyor gözlerimin içine bakarak. “Edebiyat dersimize girerdi Nahitçiğim.”
“Soyadını anımsıyor musunuz?”
“Aa! Söylemedim mi? Tendar. Nahit Tendar.”
“Nahit” isminin, bir hanım ismi olarak karşıma çıkması biraz tuhafıma gitse de ilgimi çekiyor ve tanımak istiyorum Nahit Hanımı.
Alelacele koşuyorum eve. İnternet zaten açık. “ Yaşasın Google!” diyerek aramaya başlıyorum Nahit Tendar’ı.
İlk aramamda, “Osmanlıca Okuma anahtarı” ve “Çocuklara Psikolojik Yardım” adlı iki kitabın yazarı olduğunu öğreniyorum. Moralim biraz bozulmuşken, “Nahit Tendar” ve “Nahit Hanım” isimlerinin aynı anlama geldiğini öğreniyor ve yeniden arıyorum.
Başta Zeynep Oralın yaptığı röportaj olmak üzere, “Nahit Hanım” hakkında birçok farklı kaynaktan bilgiler ediniyorum ve bunların çıktılarını alarak koşuyorum öğrencisi Ferihan Hanıma.
“Size Nahit Hanım hakkında epeyce bilgi getirdim,” diyorum masaya otururken.
“Yaşıyor mu?” sözcüğü zar zor çıkıyor ağzından.
“Maalesef! 2002 yılında vefat etmiş Nahit Hanım.”
Masanın üzerinden aldığı kâğıt mendille gözlerini silerken, “Ah Nahitçiğim,” diyebiliyor sadece.
“Çok değil, 10 yıl olmuş vefat edeli. İstanbul’da yaşıyormuş.”
“Keşke o defteri daha önce bulmuş olsaydım!”
“Nahit Hanım yaşıyor olsaydı İstanbul’a gider miydiniz?”
“Koşa koşa. Siz, beni götürürdünüz.”
“Memnuniyetle götürürdüm. 1940’lı yıllarda size öğretmenlik yapmış, günümüz Türk Edebiyatçılarıyla bu kadar iç içe yaşamış saygın bir insanı kim tanımak istemez ki? Tanıyamamak büyük bir şanssızlık.”
|