Vahdettin Şen |
Köyde herkes onu Cülü ebe diye bilir. İsmini bilenler ona Şavga karı der. En yakın kardeşleri kütükte “Şefika” yazılı diye ondan bahsederken bizim Şefika derler.
Cülü ebe ayağına çevikti. Belki bunun için, belki de ufak tefek bir kadın olduğu için Cülü dediler adına. Her ne ise, ben ona masalcı ebe diyorum.
Köyde radyonun, televizyonun olmadığı yıllarda, uzun kış gecelerinde, tandırın başına toplanan çocuklara nineler, dedeler masal anlatırlardı.
O zamanlar; ’’Bir varmış bir yokmuş, Allahın kulu çokmuş, az demesi günah, çok demesi sevapmış’’ diye başlardı masallar.
Cülü ebenin masallarında her zaman kötüler yenilir, iyiler kazanırdı.
Can kulağı ile dinlerdik Cülü ebeyi. Bazı gecelerde bilmeceler sorardı; akla gelmedik, insanı düşündüren. Bazen tekerlemeler söylerdi; birem birem , ikem ikem, kamçı boylu kara diken, diye. Ağzımız açık, olanca dikkatimizle dinlerdik. Böyle bir Cülü ebeydi mahallede….
Cülü ebenin ağzı laf yapardı. Çok sayıda ağıtlar, türküler bilirdi. Belki okuması yazması da yoktu; ama çok bilgiliydi. Ameli ile olan atışmasını söylerdi, ezgisi ile; Nasıl oldu ebe, anlat derdik. Usanmadan, bıkmadan, sanki yeni bir olaymış gibi anlatırdı.
Olay şu şekilde gelişmiş:
Bir ilkbahar günü, bağ bahçe ekme zamanı, Ameli çıkmış Cülü ebeye gelmiş, salatalık tohumu istemiş. Cülü ebe ikiletmemiş, salatalık tohumunu vermiş. Aradan aylar geçmiş ama Ameli tohumun parasını vermemiş. Güz gelmiş, bahçeler bozulmaya başlamış, tohumun parası gelmemiş. Bir gün Ameli, eşeğine domates, salatalık, pancar, patates yüklemiş, bahçeden geliyormuş. Cülü ebe Ameli’yi yolda karşılamış ve şöyle demiş;
Kaldır gelin karayı,
Derin açtın yarayı.
Bahçeyi de bozdun,
Versene gayri parayı.
Ameli de cevaben:
Çektiriyon duvarı,
Attırıyon livarı,
Çekirdeğin acıymış,
Yiyemedik hıyarı.
demiş ve sürmüş eşeğini evine...
Cülü Ebe: Şefika Özüberk, Karayusuflu aile mensubu, Hiddet Özüberk’in eşi.
Ameli: Hacı Anşa (Ayşe Şahin, Mehmet Şahin’in eşi)
Livar: Bir çeşit silah
Hıyar: Salatalık
Vahdettin ŞEN, 10.03.2008